11 Mart 2015 Çarşamba

YİNE BİR KIŞ BİTİYOR...

             Yine bir kış bitiyor, durmadan yorulmadan, saatler günler geçiyor. Fakat ben bu kışı çok sevdim ve gitsin diye gözünün içine bakmıyorum, bahar gelsin, yaz gelsin diye sabırsızlanmıyorum.
         Eskiden; 'Her mevsim ayrı güzel, zaman geçiyor, ömür bitiyor' derken dilimdeymiş meğer. Şimdi ise bu sözleri özümde hissediyorum ve yaşıyorum. Zaman akıp giderken bana sormuyor, durduramıyorsam , ben zamanı yönetiyorum.
       İlk defa bir kış mevsimi bu kadar hızlı, eğlenceli ve yoğun geçti ve de benim en keyif aldığım kış mevsimi oldu. Evimden okula severek gidiyorum, saate fazla bakmıyorum, kaçıncı ders diye sormuyorum. Yaptığım işten, faydalı olmaktan keyif alıyorum. Zamanı gelince çocuklarımı almaya severek, özleyerek gidiyorum. Bilmiyorum İstanbul'dan mı, çocuklar büyüdüğünden mi? Daha mı az üşüyorum, daha mı çok yoruluyorum ya da tam tersi mi? Bildiğim birşey var ki ben artık etrafıma , sevdiklerime daha bilinçli bir sevgiyle bakıyorum. Beni mutsuz edecek şeylerden kaçınıyorum çünkü önce ben huzurlu olmalıyım ki etrafıma huzur ve mutluluk saçayım. Varsın mutfak dağınık kalsın , ütülerim biriksin ne çıkar! İçeriden seslenen yavrularım beklemez ki ! Onlara koşarım ben...
     Kaygı duymuyorum zamana karşı çünkü her mevsim, her insan , herşey zamanı gelince gitmiyor mu? O yüzden ben de zaman benimken, mutlu olduğum gibi yönetip, boş geçirmemeye çalışıyorum. Herşeye sevgi ile bakmayı başarabilirsek hayat çok daha kolay oluyor. Yoksa okulda 28 evde 2 çocuk ile hayat bazen zorlaşabiliyor ama böyle düşününce, ne giden kışın ardından üzülüyorsun, ne de kapıdaki bahar ayaklarını yerden kesiyor...
  

10 Mart 2015 Salı

KAR ÜZERINDE İLK DANS...

  Nasıl küçükken bisikletimiz yokken , hiç bisiklet kullanmasak bile bisiklet binmenin hayalini kurardık.18 yaşına gelince de ehliyet yokken bile rüyalarımda ne çok araba kullanmıştım. Şimdi ise hiç bilmediğim sadece 14 yaşında ayağımda kayak takımları ile kaymadan düşmüşlüğüm anısı ile yine ben hayallere daldım. Sanki çok iyi bilirmişçesine...
     Baştan anlatayım;
  Çocukları babaannelerine bırakıp yol arkadaşlarımız , can dostlarımız  Alev-Hakan Özkan çifti ile sabah 5'te düştük yollara ...ilk durak çocukluğumun geçtiği şirin sahil kasabası Karamürsel. Kahvaltımızı yapıp bir diğer çiftimiz Sinem- Evren çiftini bekletmeden yola koyulduk. Teleferik macerası ardından kayak takımlarımızı kiralayıp soluğu kayak pistinde aldık. Bu kadar ağır ve zor olduğunu unutalı yıllar olmuş , ama kararlıyım ben bu işi yapıcam! 
     Düşe kalka , Hakan'ın verdiği bilgilerle 2 kere zirveden inip , son sefer artık tadına vararak kayak takımlarını istemeyerek teslim ettik çünkü saat beş olmuştu. Tatlı bir yorgunluk ile Bursa 'ya döndük. Arkadaşlarımızla çok güzel bir akşam yemeği sonrası apartta yapılan keyif ardından tatlı bir uykuya daldık.
    Keşke her hafta yapabilsek bu güzel sporu çünkü çalışmayan kasım sanırım kalmadı. 3 gün ağrı çeksem de sanırım bu zevke değer. Kayak ardından gözlerini kapatsan bile kar üzerinde hala kaydığını sanıyorsun. Çok güzel bir his. Birdahakine çocuklarla inşallah diyerek sezonu kapatıyoruz. Önümüz bahar ... Her mevsim ayrı güzel çünkü ...