21 Mart 2015 Cumartesi

YERİ DOLMAYAN MAYALI SEVGİLER...

     Çocukluğumuzun hiç unutamadığımız anları, heyecanı ve mutluluğu doruklarda yaşadığımız o güzel günler hep anneanne , babaanne ve dede evlerindedir nedense.
     Koşulsuz bir sevgi vardır o sıcacık evlerde. Kocaman bir kucak vardır, başımı koyacağım yastıktır babaannemin büyük göğüsleri. Ah nasıl da mis kokardı koca mahalleye dağıttığım o lokmalar. Gece yarısı uyku kaçınca yediğimiz ekmekler...
     Gurbet yüzünden uzun süre görüşemediğin kuzenlerinle buluşma noktasıdır dede evleri. Daha biz küçücükken kalbimize atılan maya ömür boyunca büyüttükçe büyütecektir sevgimizi. O zamanlar hiç ayrılmayacağız , kavgalarımız gürültülerimiz hep birkaç dakikalık olacakmış gibi indirirdik babaannemin yüklüğünü. Çadırlar kurar saatlerce oynardık, büyüyünce bu kadar yabancılaşacağımız kimsenin aklına gelmezdi.
        Anneanne evi de bir başka güzeldi o yılların bahçeli evlerinde. Yaz demeden kış demeden oynardık, annemin yıllar önce oynadığı topraklarda. Kocaman bağın içinde; erik, dut,vişne ağaçlarının altında evcilik oynardık. Kuzen yoktu, komşu kızları vardı. Define avcısı olmuştuk bir seferinde; rahmetli komşuannemin bahçesini bir kazmışız ki mahalle ayağa kalkmıştı. Korkudan yıllar sonra söylemiştim.
      Ah anneannemin öpmeye doyamadığım sıcacık elma yanakları; neden dolmuyor giderken bıraktığınız o kocaman çukur...
     Mutfak sobası yanarken, ekmekler kızarırken yenilen kahvaltılar ne güzeldi. Babam ve yengemin salatanın suyu kime gelecek kaygısı ne güzeldi. Annemin genç kızken o güzel büyük mutfakğın küçük penceresinde arkadaşları ile sohbet etmesinden yıllar sonra o mutfak bana da kucak açtı ve ben de candostum ile sabahlara kadar ettiğim sohbetleri ve anneannemin ev sahipliğini ve anaçlığını asla unutmayacağım.
     Keşke geri getirebilsek zamanı da dedemin köşesine otursam da ayak parmaklarımı tek tek çekse, çıt çıt çıtlasa. Biraz acısa da çıtlatsın isterdim, çok severdim dedemi çok...
      İnsanın çocukluğu , ömrünün temeli. İyi atıldıysa mayan, koşulsuz sevgi gördüysen eğer, anneanne babaanne evine doyduysan, için rahat oluyor. Biliyorsun geri gelmeyecek, o boşluk hiç dolmayacak ama bir çok anıyı biriktirip, unutmadığım için şanslı kılıyorum kendimi. Yaşarken kıymetini bilelim, hiç üzmeyelim, öpelim onların, yılların izini taşıyan buruşuk ellerini...

18 Mart 2015 Çarşamba

Çanakkale Zaferi'nin 100. Yılı


      Bugün Aziz şehitlerimizin ölüm yıldönümü , Çanakkale Zaferi'mizin 100. Yılını andık, kutladık. 
      Hem hüzün vardı yüreğimizde hem sevinç... Gözlerimiz doldu doldu taştı o günleri anarken. Ne büyük mücadele verdikleri bir kez daha anlatıldı. Anzak askerleri anıldı. Öğrencilerimiz iyi idrak etsin diye tekrar tekrar anlatıldı, filmler izlendi, Veli'lerimiz programımıza davet edildi. 
      Her yıl birşeyler yapmaya çalışıyorum 18 Mart için. Bu yıl da sınıfımla 2 şarkı çalıştık, koro yaptık. Siyah beyaz kıyafetler aldık ve bu özel günü kutladık, andık.

     Çanakkale Boğazı'na gelen düşman gemileri Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk  ve silah arkadaşları sayesinde Çanakkale' yi geçemediler ve Çanakkale sonsuzadek geçilmez oldu.
      Bu büyük zafer Türk milletinin vatan sevgisinin ve ölümüne mücadelesinin en güzel ispatıdır.
     Çanakkale Savaşlarında 77000 ölü, 97000 yaralı, kayıplarla beraber 250 000 zayiat vardır. İtilaf devletleri ise 252 000'dir.
     Bu büyük zafer iyi bilinmeli ve nesilden nesile aktarılmalıdır.